"3 Şubat 2012 akşamı CNN TÜRK televizyon kanalında yayınlanan 'Neler Oluyor' programında Şirin Payzın'ın programına çıkan Başbakan yardımcısı Sayın Bülent Arınç, Kürtçenin eğitim dili olarak kullanılması konusundaki soruya inkârcı, klasik devlet anlayışına uygun cevaplar verdi.
'Şartlar elverirse Kürtçe sadece seçmeli ders olabilir. Yoksa ilköğretimden üniversiteye kadar Kürtçe bir eğitim yapılması mümkün değildir. Kürtçe anadilde eğitimin önünde anayasal engel var. İkincisi, anayasal bir engel olmasa, Kürtçe bir eğitimin kaliteli bir eğitim olabileceğine inanıyor musunuz? Bir medeniyet dili midir Kürtçe? Böyle anadilde eğitimi düşünmüyoruz. Anadilde eğitimin Türkçe olması hem beraberlik sağlıyor hem de Türkçe bir medeniyet dilidir. Türkçeyle eğitimin her alanına hizmet edebilir,' demiştir.
Sayın Bülent Arınç'ın bu açıklaması her bakımdan sorunlu bir açıklamadır. Yasaklar ve baskılarla sağlanan “birliktelik” düşüncesi, insan haklarına ve kardeşlik hukukuna, uluslar arası hukuka aykırıdır. Hak gaspıdır. Kabul edilemez.
Medeniyet maskesi ile bir halkın dilinin özgürce kullanılmasına karşı çıkmak tek kelime ile saygısızlıktır, defolu düşüncenin işaretidir. Cumhuriyet tarihi boyunca uygulanan yasaklar sonucu Kürt dilinin gelişmesi engellenmişse bu herkesten çok devletin ve “medeni” yöneticilerin utancı olmalıdır. Çağdışı yasaların arkasına sığınarak bir dilin, bir toplumun baskı altında kalmasını savunmak, demokrasi vaadiyle yola çıkan bir iktidarın söylemi olamaz.
Başbakan yardımcısı, hazırlanması düşünülen yeni anayasada Kürt dili üzerindeki yasaklar kaldırılacaktır diyeceğine Kürt dilinin kullanılmasına anayasa engeli var diyorsa, bu iktidarın da geçmiştekiler gibi yaşananlardan ders çıkaramadığını gösteriyor.
Demokratik ve eşitlikçi bir anayasanın olamayacağını işaret eden bu düşünceler yaşanan acıların büyümesine hizmet etmektedir.
Kürt halkı kendisine yapılan yüz yıllık işkence ve haksızlıklara karşı eşitlik sağlanıncaya kadar direnecektir. Beraberlik, ırkçı “medeniyetçilik” üzerinden değil, Kürtlerle Türklerin her bakımdan eşit hakları kullanılması üzerinden sağlanabilir. AKP iktidarını bunu anlamaya ve Kürtlerin Türkiye'de Türklerle eşit vatandaş olmalarını kabul etmeye davet ediyoruz. "
6.02.2012
İbrahim Küreken
Hak ve Özgürlükler Partisi Genel Başkan Yardımcısı